20 Aralık 2018 Perşembe

Everest Dağının Özellikleri

İsim

İngiltere'nin Hindistan sömürge yönetiminin kadastro genel müdürü George Everest'ten sonra yerine göreve gelen Andrew Waugh, dağa isim olarak selefi Everest'in adını öneren bir teklifi Londra Kraliyet Coğrafya Cemiyeti'ne sundu. Teklif kabul edildi. 1865'te, daha önce yapılan itirazlara rağmen dünyanın en yüksek dağının adı Everest olarak belirlendi. Dönemin en güçlü imparatorluğunun kültürel nüfuzuyla bütün dünyada bu dağ için Everest adı yaygınlık kazandı.

Türkçede dağa Everest denmeden önce dağın Tibetçe yerel adı Çomolunma'nın Osmanlı Türkçesine uyarlanmış versiyonu kullanılmaktaydı. Bu ismin kullanıldığına İslam alimlerinden Said Nursi'nin 1911 (H. 1327) senesinde basılan Muhákemat adlı eserinde rastlanmaktadır. Müellif, Kaf Dağı'na değindiği bir yerde Everest'ten şöyle bahsetmektedir:

Kaf Dağı, ekser şarkı ihata eden ve eski zamanda bedevi ve medenilerin aralarında fasıl olan ve azam-ı cibal-i dünya olan Çamularının annesi olan Himalaya silsilesidir. Bu silsilenin ırkından cibâl-i dünyanın ekserisi teşâub eyledikleri denilir. Bu hâl öyle gösteriyor ki, "Kaf"ın dünyaya meşhur olan ihatanın fikir ve hayali bu asl-ı teşâubdan neşet etmiş olmak gerektir.[1]

İklimi

Everest Dağı, troposferin üçte ikisini geçerek oksijenin az olduğu üst katmanlara ulaşır. Oksijen eksikliği, hızı saatte 100 km ye varan sert rüzgarlar ve zaman zaman -70 dereceye kadar düşen aşırı soğuklar yukarı yamaçlarda herhangi bir hayvan ya da bitkinin yaşamasına olanak vermez. Yaz musonları sırasında yağan kar rüzgarla ufalanarak yığılır. Bu kar yığıntıları buharlaşma çizgisinin üzerinde olduğundan genellikle buzulları besleyen büyük buzkar çanakları oluşmaz. Bu nedenle Everest’in buzulları yalnızca sık sık düşen çığlarla beslenir. Ana sırtlarla birbirinden ayrılan dağ yamaçlarındaki buz katmanları dağın eteklerine kadar bütün yamacı kaplamakla birlikte, zaman içinde iklimin değişmesiyle ağır ağır çekilmektedir. Kış aylarında kuzey batıdan gelen güçlü rüzgarlar karları süpürerek doruğun daha çıplak bir görünüm kazanmasına yol açar.

Buzullar

Everest Dağındaki başlıca buzullar Kangşang Buzulu (doğu), Doğu ve Batı Rongbuk Buzulları (kuzey ve kuzeybatı), Pumori Buzulu (kuzeybatı), Khumbu Buzulu (batı ve güney) ve Everest ile Lhotse-Nuptse sırtı arasında kapalı bir buz vadisi olan Batı Buzyalağıdır.

Akarsular

Dağdan çıkan sular birbirinden ayrılan kollarla güneybatı, kuzey ve doğu yönünde akar. Khumbu Buzulu eriyerek Nepal’de Lobucya Khola Irmağı'na karışır. İmca Khola adını alarak güneye doğru akan bu ırmak Dudh Kosi Irmağıyla birleşir. Çin Halk Cumhuriyetindeki Rong Çu Irmağı Everest’in yamaçlarında Pumori ve Rongbuk buzullarından Karma Çu Irmağı ile Kangsang Buzullarından doğar.

                       

Himalayaların en uzun zirvesi Everest...

Everest Dağı, (Tibetçe: Çomolungma, Nepali: Çonnolugma Sagramata), dünyanın en yüksek dağı. Himalayalarda, yaklaşık 28 derece kuzey enlemi ile 87 derece doğu boylamında, Çin–Nepal sınırı üzerinde yer alır. Çıplak Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Batı sırtları en yüksek noktalara Everest (8.848 m) ile Güney doruğunda (8.748 m) ulaşır. Everest Dağı Kuzeydoğudaki Tibet platosundan (yaklaşık 5.000 m) tam olarak görülebilir. Dünya'da en çok ilgi çeken yerlerin başlarında gelmektedir.Eteklerinden yükselen Çangtse, Khumbutse, Nuptse ve Lhotse gibi doruklar Nepal'den görülmesine engel olur.

Konuya ek olarak videomuzu izleyebilirsiniz;




Himalayaların Oluşumu

Geç Prekambriyan ve Paleozoik dönemleri boyunca, Avrasya kıtasından Eski Tetis Okyanusu'yla ayrılan Hindistan alt kıtası, Gondwana kıtasının bir parçasıydı. Erken Karbonifer döneminde, Gondwana üzerine kıtasal riftleşme süreci başladı ve Erken Permiyan Dönemi'nde Yeni Tetis Okyanusu'nu oluşturdu. Böylelikle bugünün İran, Afganistan ve Tibet bölgelerinin bir kısmını oluşturan kıta parçaları Gondwana'dan ayrılarak kuzeye doğru sürüklendi. Daha sonra Norian (210 Ma) Dönemi'nde başlayan bir başka riftleşme süreci, Gondwana kıtasını ikiye ayırdı. Hindistan, Avustralya ve Antarktika ile birlikte Doğu Gondwana'yı oluştururken, Doğu ve Batı Gondwana'nın birbirinden arada okyanus kabuğunun oluşmasıyla ayrılması daha sonra gerçekleşti (160-155 Ma). Erken Kretase döneminde, Hindistan levhası Avustralya ve Anarktika'dan ayrıldı ve Güney Hint Okyanusu oluşmaya başladı (130-125 Ma).

Daha sonra Hindistan, Avrasya kıtası ile arasındaki okyanus kabuğu tüketilene kadar hızla kuzeye doğru sürüklenmeye başladı (84 Ma). Yaklaşık 6000 km[1] yol katettikten sonra, okyanus kabuğu tüketilince bu sefer kıtasal kabuklar karşı karşıya geldi. Okyanus kabuğu, kıtasal kabuğa göre daha ince ve yoğun olduğundan, kıtasal kabuğun altına görece daha kolay batar. Ancak, kıtasal kabuklar karşılaştığında, bu kabuklar hemen hemen aynı kalınlıkta ve yoğunlukta olduğundan birbirlerinin altına kolayca batmazlar ve deformasyon meydana gelir. Hindistan ve Avrasya kıtalarının birbirlerine göre hızlarının 55 Ma[2] civarında çok hızlıdan (18-19.5 cm/yıl) hızlıya (4.5 cm/yıl) düşmesinden, kıtasal kabukların bu zaman diliminde karşılaştıkları düşünülmekte. Yapılan ölçümler, tüm bu süreç boyunca Hindistan'ın kıtasal kabuğunda 2500 km[3][4][5][6]kısalma olduğunu gösteriyor.

Bu kısalmayı açıklamak için çeşitli model mekanizmalar öneriliyor. Birincisi, Hindistan kıtasal kabuğunun kısmen de olsa Tibet'in altına batmış olabileceği yönünde. İkinci modele göre ((Molnar & Tapponnier 1975)), Hindistan çarpışma esnasında Avrasya kıtasını oluşturan kıtasal parçaları hareketlendirmiş ve bunların yanal olarak yolundan çekilmesini sağlayarak kendine yer açmış olabilir. Diğer bir modele göreyse (Dewey, Cande & Pitman 1989)[7], çarpışmanın etkisiyle Hindistan'ın kıtasal kenarında oluşan bindirme faylar ve katlanmalar ile Tibet kabuğunun deformasyonunun, bu kısalmanın bir kısmını karşılamıştır.

Kıtasal kabuktaki bu büyük miktarda kısalmada bu üç mekanizma da rol oynamış olmakla birlikte, Himalayaların yükselmesi, son mekanizmaya bağlıdır.

Değerleri okurlarımız konu ile ilgili aşağıdaki videomuzu izleyebilirsiniz;


Himalaya Dağları, dünyanın en büyük ve en yüksek sıradağları arasında zirveyi çeker. Asya'nın orta güney kısmında, doğu batı doğrultusunda uzanır. Dünyanın en yüksek zirvesi Everest'i (8848 m) içine alır. Everest Tepesi, Nepal ile Tibet (Çin) sınırında yer alır. Everest tepesi Nepal'in sınırları içersindedir. Himalayalar, levha tektoniği kuramına göre, iki kıtasal levhanın yani Hindistan levhası ve Asya levhasının çarpışması sonucu oluşmuştur ve bu oluşum halen devam etmektedir.

Pakistan, Hindistan, Çin, Nepal ve Butan' dan geçen 2400 km uzunluğundaki Himalaya dağ zincirinin buzulları, Asya' nın 9 büyük nehrini besliyor. 1,3 milyar insan, bu su yollarına bağımlı olarak yaşıyor. Verilere göre ise Himalayalarda sıcaklıklar, son 30 yıl içinde on yılda bir 0,06 ile 0,15 derece artmakta ve sıcaklıkların artmaya devam etmesi halinde 50 yıla kadar buzul ve karların tamamen erimesi bekleniyor.